Orjinal adı: The Maze Runner
Türkçe edisyon: Labirent: Ölümcül Kaçış
Yazar: James Dashner
Seri: The Maze Runner #1
Tür: Distopya, Genç yetişkin, Macera
Goodreads puanı: 3.98/5
Evett, yaklaşık 20 gündür yorum yazmıyordum. Anime-manga-kitap üçgeni arasında kaybolmuştum. En son ''Yeter artık İrem! Ne bu üşengeçlik!'' dedim ve oturdum bilgisayarın başına. Birikmiş bütün yorumları tek tek yazacağım.
Bunlardan ilki Pegasus'tan çıkan ve yakında sinemada izleyeceğimiz, Labirent: Ölümcül Kaçış. (Filmde ana karakter Thomas'ı Dylan O'Brien canlandıracağı için ayrıca heyecanlıyım bu konuda.) Yani kitabı da elimden geldiğince çabuk alıp, okudum.
.jpg)
Thomas, gözlerini açtığında yavaşça yükselen karanlık bir kutunun içindedir. Geçmişine dair hiç bir şey hatırlayamaması yetmezmiş gibi bir de kutu durduğunda ve dışarı çıktığında, kendini Kayran'da ve hepsi pekte arkadaş canlısı olmayan 30-40 çocuk, çözülmesi gereken bir labirent ve Izdırap Veren denen canavarlarla bulur.
Kayranlılar'da Thomas gibi geçmişlerini hatırlayamamaktadırlar. Ancak burada bir düzen kurmuşlardır. Hayvan yetiştirenler, çiftçilik yapanlar, temizlikçiler vs. vs. Her hafta aynı gün Thomas'ın geldiği Kutu'dan yemek, malzeme ve buna benzer şeyler gelmektedir. Her ay ise Kutu'dan yeni bir çocuk Kayran'a gönderilmektedir.
Neyse Thomas'da bir çaylak olarak Kayran'daki yerini bulmaya çalışırken, koşucu olmak istediğini fark ediyor. Koşucular, labirente girerek haritalar çıkarıyorlar. Ancak çıkış yok gibi görünüyor çünkü duvarlar her akşam yer değiştiriyor. Ama Thomas çıkış yolunu bulacağına emin. Çünkü içinde bir yerlerde daha önce buraya geldiğine dair bir his var.
Tabii sonra bir gün Kutu'dan Teressa adında bir kız çıkınca ortalık karışıyor. Thomas, Teressa'yı bir yerlerden tanıdığını düşünüyor ve bence asıl heyecanda buradan sonra başlıyor.
.jpg)
Öncellikle kitabın her sayfasında bir merak hakim oluyor size. Bu neden böyle? Kim Labirent'i yarattı? Amaçları ne? Şimdi ne olacak?... Ve son sayfa geldiğinizde de cevaplanan sorulardan daha fazla yeni sorunuz oluyor. Bu yüzden ikinci kitap The Scorch Trials'ı beklemeye başlıyorsunuz.
Karakterlerden özellikle Minho, Chuck ve Newt'i sevdiğimi söylemeliyim. Thomas'da bir distopya ana karakteri olarak gayet iyiydi.
Sıkıcı tarafları da vardı elbette. Ben şahsen son 50-60 sayfa olmasaydı 4 vermeyi planlıyordum. Ancak yaşanan olaylar serinin tamamını etkilediği için elim buna gitmedi. Ölümcül Kaçış favori distopyam olmasa da önerdiklerim arasına girdi.
.jpg)
Thomas, gözlerini açtığında yavaşça yükselen karanlık bir kutunun içindedir. Geçmişine dair hiç bir şey hatırlayamaması yetmezmiş gibi bir de kutu durduğunda ve dışarı çıktığında, kendini Kayran'da ve hepsi pekte arkadaş canlısı olmayan 30-40 çocuk, çözülmesi gereken bir labirent ve Izdırap Veren denen canavarlarla bulur.
Kayranlılar'da Thomas gibi geçmişlerini hatırlayamamaktadırlar. Ancak burada bir düzen kurmuşlardır. Hayvan yetiştirenler, çiftçilik yapanlar, temizlikçiler vs. vs. Her hafta aynı gün Thomas'ın geldiği Kutu'dan yemek, malzeme ve buna benzer şeyler gelmektedir. Her ay ise Kutu'dan yeni bir çocuk Kayran'a gönderilmektedir.
Neyse Thomas'da bir çaylak olarak Kayran'daki yerini bulmaya çalışırken, koşucu olmak istediğini fark ediyor. Koşucular, labirente girerek haritalar çıkarıyorlar. Ancak çıkış yok gibi görünüyor çünkü duvarlar her akşam yer değiştiriyor. Ama Thomas çıkış yolunu bulacağına emin. Çünkü içinde bir yerlerde daha önce buraya geldiğine dair bir his var.
Tabii sonra bir gün Kutu'dan Teressa adında bir kız çıkınca ortalık karışıyor. Thomas, Teressa'yı bir yerlerden tanıdığını düşünüyor ve bence asıl heyecanda buradan sonra başlıyor.
Öncellikle kitabın her sayfasında bir merak hakim oluyor size. Bu neden böyle? Kim Labirent'i yarattı? Amaçları ne? Şimdi ne olacak?... Ve son sayfa geldiğinizde de cevaplanan sorulardan daha fazla yeni sorunuz oluyor. Bu yüzden ikinci kitap The Scorch Trials'ı beklemeye başlıyorsunuz.
Karakterlerden özellikle Minho, Chuck ve Newt'i sevdiğimi söylemeliyim. Thomas'da bir distopya ana karakteri olarak gayet iyiydi.
Sıkıcı tarafları da vardı elbette. Ben şahsen son 50-60 sayfa olmasaydı 4 vermeyi planlıyordum. Ancak yaşanan olaylar serinin tamamını etkilediği için elim buna gitmedi. Ölümcül Kaçış favori distopyam olmasa da önerdiklerim arasına girdi.
Oyuncu seçimlerini de beğendim. Bahsettiğim gibi Dylan'ın Thomas rolünü hem hakkıyla yerine getireceğini düşünüyorum hem de benim aklımdakiyle oldukça benziyor. Fragman 21 Mart'ta çıkacak, film ise 19 Eylül'e izleyebileceğiz ^^
Bu yorum da böyle biter, bir daha ki yorumda görüşürüz ;)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder