27 Kasım 2013 Çarşamba

Kitap Yorumu: Mekanik Melek - Cassandra Clare


                                  Orijinal adı: Clockwork Angel                                 
Türkçe edisyon: Mekanik Melek
Yazar: Cassandra Clare
Seri: Cehennem Makineleri (The Infernal Devices) #1
Tür: Young-Adult, Fantasy
Goodreads puanı: 4.28/5



* * *

Cassie bir kitap yazacak ve bende okumayacağım, ha? Alternatif evrende ancak. Yine döktürmüş kadın anlayacağınız. Gerçi ana karaktere tam alışamadım ama o kadar da olsun. Yazının sonunda nedenini söylerim. 

Tessa Gray, Harriet Teyzesi öldüğünde Londra'da olan abisi Nate'ten bir mektup alır. Mektupta abisi Tessa'dan yanına gelmesini istemiştir. Zaten başka kimsesi -ve parası, kalmayan Tess biner gemiye gelir Londra'ya. Rıhtımda abisini görmeyi bekler ama onun yerine iki tuhaf kadın ve başka bir mektupla karşılaşır. Nate bu iki kadınla gitmesini istemektedir. Tessa'da, artık parası olmadığından mıdır nedir bunlarla gider. Ben bu hareketini saçma bulmuştum açıkçası tamam abinin el yazısı olabilir ama tanımadığın birinin arabasına niye binersin?! Annesi babası öğretmemiş galiba. cık cık cık.



Neyse tabii sonra notu Nate'in göndermediği ortaya çıkıyor (ben demiştim) ve bu iki kadın, Kara Kardeşler, kıza zorla gücünü kullandırtmaya çalışıyorlar. Tess, gücünü ilk burada öğreniyor zaten. İstediği zaman bir başkasına dönüşebilme yeteneği. Ama elinde o kişiye ait bir eşya bulunmak zorunda. Aradan zaman geçiyor ve bir gün Kara Kardeşler Tessa'nın Magister için hazır olduğuna karar veriyorlar. Magister hakkında daha fazla konuşmayacağım çünkü kitapta merakla beklenen birkaç büyük sırdan biri. 

Daha sonra Tessa bunu duyunca, kaçmaya karar veriyor. Başarısız bir ilk girişimin ardından, ikinci seferinde ona yardım eden Will Herondale sayesinde kurtuluyor. Böylece kızımız Londra Enstitü'süyle ve Gölgeavcıları'yla tanışıyor. 


Evettt, sanırım sıra yoruma geldi. Kitaba genel olarak bakarsak gayet iyiydi. Zaten Cassie'nin yazım tarzını ve esprilerini seven biri olarak bu kitapta beklentilerimi karşıladı. Ayrıca Tessa'nın kitap okumasını en az Clary'nin resim çizmesi kadar sevdim, bu kadın özelliklerimi alıp karakterlerine koyuyor sanki! 

''Kitaplar söz konusu olduğunda, insan her zaman temkinli davranmalı,'' dedi Tessa. ''Ve bütün kitaplar tehlikelidir çünkü kelimeler bizi değiştirme gücüne sahiptir.''

Galiba hep iyi yönlerinden bahsettim. Bir de öbür yüzüne bakalım madalyonun. İnkar edemeyeceğim, başlar sıkıcıydı. Olay az, heyecan az. Ama ortalara doğru hız kazandı ve beni de sevindirdi. Sinir olduğum yerlere gelirsek çoğu Gölgeavcısı olmak istemeyen Gölgeavcısı Jessamine'in kitap boyunca süren ve Tessa'nın başlarda sürdürdüğü ''Kadınlar dövüşemez. Kadınlarda öldürme isteği yoktur.'' tutumu bende birilerini öldürme isteği uyandırdı. Mesela adı Jessamine olan birini. İstemiyorsan bana verebilirsin canım Gölgeavcısı kanını, ben seve seve olurum en azından sende ziyan olmaz -_-



Son olarak bölüm başlarındaki dörtlüklerin çok hoşuma gittiğini belirtmeliyim. Bu yüzden bir kaç tanesini seçtim umarım beğenirsiniz,

Eski kilisenin kulesi ve bahçe duvarları
Sonbahar yağmuruyla kararmış,
Korkunç rüzgarlar yasak nidalarla
Karanlığı geri çağırmış.

-Emily Bronte

***

Goblin adamlara bakmamalıyız
Meyvelerini almamalıyız:
Toprağa ne sunduklarını kim bilir
Aç kökleri kim bilir nelerle beslenir

-Christina Rossetti
(Tuhaf bir dörtlük ama kafiyeleri hoşuma gitti :D)

***

Bırak onu öpmeyi, dokunmaya dahi cesaret edemiyorum
Dudakları mühürlü evet bir lütuf bekliyorum
Kısa ve acı lütuf, günaha atılan bir adım
Yine de ne kadar tatlı, elimde olmadan ona gidiyorum.

-Algerno Charles Swinburne




2 yorum: